Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Hiyle yaptı, ama…
15.03.2012
Zamânın hükümdarı Adûdüddevle bu zâtı Bizans'a elçi olarak gönderdi. Bizans hükümdârı, meşhûr bir âlimin geldiğini duyunca, onu makâmına çağırdı.
Adam kâfir ya.
Hîle düşündü.
Aklı sıra gelen bu elçinin huzûruna girerken, kendi teb'asının yaptığı gibi yerlere kadar eğilerek girmesini istiyordu. Bunun için, ancak eğilerek geçilebilecek üstü kapalı bir yer yaptırıp, Bâkıllânî hazretlerini çağırdı.
Velî zât geldi.
Dehlizi gördü.
Hiyleyi sezdi.
Ve öne eğilerek değil de arkasını dönüp ters olarak, hükümdârının odasına arka arka girdi. Girince doğrulup, yönünü hükümdâra döndü. Bu hareketi gören Bizans hükümdârı şaşkına döndü.
Heybeti.
Azameti.
Ve saygı uyandıran vakarı karşısında korkuya kapıldı. Âdeta ezildi, büzüldü ve mecburen hürmet ve saygıyla karşılayıp çok iltifatlarda bulundu.
PAPAZLARI SUSTURDU
Bâkıllânî hazretleri bir gün, Bizans hükümdârının sarayında, imparatorun meclisinde papazlarla münâzaraya oturmuştu.
Papazlar geldi.
Sonra oturdular.
Birbirleriyle bir müddet fısıldaştıktan sonra hazret-i Âişe "radıyallahü anhâ ile ilgili olan iftirâ hâdisesini konuşmaya başlayınca, Bâkıllânî hazretleri papazlara sertçe bir baktı.
Hz. Meryem'i
Ve Hz. Âişe'yi
kasdederek; "Biri kocasız çocuklu, diğeri kocalı çocuksuz olan bu iki mübârek kadının temiz oldukları vahiy ile bildirilmiştir" buyurunca, papazlar sustu, cevap veremediler.
www.gonulsultanlari.com