Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Üzülme, fırtına diner
18.03.2012
Anadolu'da yetişen evliyâdan Behrullah Efendi "rahmetullahi aleyh", Tokat'ın Erbaa ilçesine bağlı Eksel (Koçak) köyündendir. Talebelerinden biri vardı.
Adı İskenderdi.
Donanmacıydı.
Bir zaman gemiyle denizde giderken fırtına çıktı ve gittikçe şiddetlendi. Nihayet gemi batma tehlikesiyle karşı karşıya gelince hocası Behrullah Efendinin himmetine sığındı.
Yâni adını andı.
Allaha yalvardı.
Ellerini yüzüne sürerken hocasını gördü karşısında. Çok sevinip; "Hocam himmet!" dedi gayr-i ihtiyârî.
Behrullah Efendi;
"Korkma" dedi.
"Üzülme evlâdım, on dakika sonra bu fırtına geçer!" buyurdu. Gerçekten on dakika sonra Allahü teâlânın izni ile fırtına dindi. Yolcular rahat nefes aldılar.
NİÇİN AĞLIYORSUN?
Yine bu zat anlatıyor: Bir Allah dostu, ölüm hâlinde olan başka bir Allah dostunu ziyârete gittiğinde Onu ızdırap içinde inleyip gözyaşı döktüğünü gördü.
Çok üzüldü.
İyice yaklaştı.
Ve kendisine; "Allahü teâlâya kavuşacaksın. Şimdi ağlayıp inlemek zamanı mıdır?" dedi. O Velî cevâbında; "Bu zamana kadar yaptığım ibâdetler kabûl olunmadıysa hâlim nice olur, ona ağlıyorum" buyurdu.
Ziyârete gelen;
"Eyvâh!" dedi.
Ve; "Şu zâta bakın ki, amellerinin kabul olunmamış olmasından bu kadar korkuyor. O böyle söylerse bizim hâlimiz nice olur?" diyerek istiğfâr eyledi. Vefâtı istediği gibi oldu.
Öyle zayıf idi ki,
Bir deri kemikti.
www.gonulsultanlari.com