Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Bir duâ öğretin de…
29.03.2012

Cemâleddîn Aksarâyî hazretleri anlatıyor: Hasan-ı Basrî hazretleri dergâhta otururken bir kadın gelip; "Efendim, benim bir kızım vardı öldü. Bana bir duâ öğret de kızımı rüyâda göreyim" dedi.
Mübâret zat;
"Peki" dedi.
Ve bir duâ öğretti. Kadın teşekkür edip ayrıldı. Fakat ertesi gün gözleri kan çanağı olmuş vaziyette tekrar dergâha gelip, Hasan-ı Basrî hazretlerinin huzuruna girdi.
Ama ağlıyordu.
Büyük zât ona;
"Niçin ağlıyorsun?" diye sorunca; "Kızımı rüyâda gördüm, ama üzerine katrandan bir elbise giydirmişler cayır cayır yanıyordu" dedi.
Büyük zât ağladı.
Yanındakiler de.
Bir müddet sonra bir gece Hasan-ı Basrî hazretleri, rüyâsında vefât edip Cennet'e girdi. Cennet'te gezerken muhteşem bir köşk ve önünde bir kadın gördü.
Ona yaklaştı.
Ve kendisine;
"Sen hangi peygamberin hanımı veya kızısın?" diye sordu. Kadın; "Ben peygamber hanımı veya kızı değilim. Geçen gün size gelip de, ölmüş kızını rüyâda görmek isteyen kadının kızıyım" dedi.
Büyük Velî şaşırdı.
Ve hayretler içinde;
"Kızım, annen senin Cehennem'de yandığını söylemişti. Bu makâma nasıl geldin?" buyurunca, kız şöyle anlattı: Biz beşyüz kişi azâb görüyorduk. Bir mü'min gelip, onbirer kere İhlâs, Felak ve Nâs sûrelerini okuyup, sevâbını bizlere bağışladı.
O an azab durdu.
Çünkü Hak teâlâ;
"Ey melekler! Burada azâb görenlerin hepsini affettim. Azâblarını durdurun ve birer makam verin" buyurdu. Bana da bu makam verildi.


www.gonulsultanlari.com