Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


İşini bırakma!
17.04.2012

Hindistan Velîlerinden Bedî'üddîn Sehârenpûrî "rahmetullahi aleyh" İmâm-ı Rabbânî hazretlerine talebe olmadan önce zaman zaman hazret-i İmâm'ın sohbetlerini dinlemeye giderdi.
Ama bir gün..
Bir kız gördü.
Ve âşık oldu.
Ve o günden îtibâren namazı bıraktı ve günahlara daldı. Ama hocası İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin "rahmetullahi aleyh" himmet ve teveccühleriyle kendine geldi.
Günahı terketti.
Hem tövbe etti.
Hem de tasavvufta yüksek derecelere kavuştu. Bedî'uddîn Sehârenpûrî, bir gün İmâm-ı Rabbânî hazretlerine; "Memuriyeti bırakıp, hep hizmetinizle şereflenmek istiyorum" diye arz etti.
Hazreti İmâm;
"Hayır" dedi.
"Memûriyeti sakın bırakma" buyurdu. Bedîüddîn, buna izin vermesi için hocasına ne kadar ısrâr ettiyse de hazret-i İmâm râzı olmadılar. Yıllar sonra İmâm-ı Rabbânî hazretleri, Ona icâzet verdi.
O icâzeti aldı.
Şehrine vardı.
Dostlarından biri de Onu yolcu etmek için şehrin dışına kadar gitti ve bir ara; "Efendim, babam vefat etti. Hâlini merak ediyorum, acaba azâbda mı, yoksa ni'mette midir?" diye sordu.
O başını eğdi.
Gözünü kapadı.
Sonra açıp; "Şu boyda, şu evsafta, şu kıyâfette, beyaz elbiseli bir şahıs göründü. Hâlini sordum: "İyiyim, bana yüksek makâm verdiler. O makâmdan buraya gelmek istemezdim, ama siz çağırınca geldim" diyor, buyurdu.
Adam sevindi.
Ve kendisine;
"Efendim, benim babam, tam sizin târif ve tavsîf ettiğiniz gibidir" dedi. Hâlbuki Şeyh Bedî'uddîn hazretleri, onun babasını hiç görmemişti ve tanımazdı.


www.gonulsultanlari.com