Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Biz dâvete gidiyoruz
18.04.2012

Ebû Muhammed Cerîrî hazretlerine "rahmetullahi aleyh" bir gün talebeleri; "Efendim, sizi üzen, unutamadığınız bir hâdise var mıdır?" diye sordular. Şöyle anlattı: Bir gün ikindi namazında mescidimize, hâlinden garîb olduğu anlaşılan biri geldi. Abdest alıp namaz kıldı.
Sonra başını eğdi.
Ve tefekkür eyledi.
O gün Halîfe, akşam yemeğine bizi dâvet etmişti. O davete giderken o kimseye; "Biz dâvete gidiyoruz sen de gelmek ister misiniz?" dedim. "Hayır, siz bana bir tabak bulamaç aşı getirin yeter" dedi.
Hayret etmiştim.
Hem de içimden;
"Her halde bizimle olmak istemiyor" diye düşünüp, kendisine fazla iltifât etmedim ve istediği yemeği de getirmedim. Ancak o gece rüyâmda Peygamber Efendimizi "aleyhissalâtü vesselâm" gördüm.
İki kişi daha vardı.
nurlu kimseler idi.
Arkalarında binlerce mübârek kişiler vardı. Yanımdakilere; "Peygamber Efendimizin yanındaki iki zât kimlerdir?" diye sordum. "Biri İbrâhim Halîlullah, diğeri Mûsâ Kelîmullah, arkalarındakiler de binlerce nebîlerdir" dediler.
Efendimize koştum.
Konuşmak istedim.
Ama iltifat etmediler. "Yâ Resûlallah! Mübârek yüzünüzü niçin benden çeviriyorsunuz?" dediğimde; "Dostlarımızdan biri senden bulamaç aşı istedi. Sen vermedin" buyurdular.
Ağlayarak uyandım.
Ve mescide vardım.
Başı önünde tefekkür ediyordu. Kendisine; "Ey efendim! İstediğiniz şeyi şimdi getiriyorum" dedim. Tebessüm edip; "Peygamberimiz "aleyhisselâm" söylemeseydi getirmiyecektin" dedi ve çıkıp gitti. Sonra ne kadar aradımsa da bulamadım. Kırk yıldır buna üzülüyorum.


www.gonulsultanlari.com