Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
İftârını unutmuştu
24.04.2012
Bir gün Abdurrahmân bin Avf hazretlerine "radıyallahü anh" yemek ikram ettiler. Kendisi oruçlu idi. Tam iftar edeceği zaman, bir hâtırasını şöyle anlattı: Uhud günü, benden çok hayırlı olan Mus'ab bin Umeyr şehîd düştü. Onu bir kumaş parçası ile kefenledik.
Bezi başına çektik.
Ayakları açık kaldı.
Ayaklarına çektik.
Başı açık kaldı. Sonra Hazret-i Hamza şehîd oldu "radıyallahü anh". O da benden hayırlı idi. Sonra dünyâ bize açıldı. Türlü türlü ni'metlere kavuştuk. Allah bizi affetsin, dedi. Bunları anlatırken çok duygulandı.
Müteessir olmuştu.
Ağlamaya başladı.
İftârını bile unuttu.
KORKUYLA İLERLEDİM
Yine O anlatıyor: Bir gün Peygamberimizi "sallallahü aleyhi ve sellem" tâkib ettim. Hurmalık bir yere girip, secdeye kapandı. Secdesi çok uzayınca; "Amân Yâ Rabbî! Resûlullaha bir hâl mi oldu?" diye düşünerek yanına yaklaştım.
Mübârek başını kaldırdı.
"Sen kimsin" buyurdu.
"Abdurrahmânım" dedim.
"Bir şey mi oldu?" buyurdu. "Yâ Resûlallah! Secdeniz o kadar uzadı ki size bir hal olmasından endîşe ettim" dedim. Bunun üzerine; "Cibrîl-i Emîn geldi ve; "yâ Muhammed, kim sana salât ve selâm getirirse Cenâb-ı Hak da ona selâm eder" müjdesini verdi. Bunun için secde-i şükre vardım, buyurdu.
Aradan günler geçti.
Efendimiz vefât etti.
Âhireti şereflendirdi.
Abdurrahmân bin Avf "radıyallahü anh" Resûlullahın âhirete teşrîflerinden sonra O'nunla geçirdiği günleri hâtırlayarak dâima ağlar; "O'nun vefâtıyle bizim için dünyânın hiç kıymeti kalmadı" derdi.
www.gonulsultanlari.com