Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Sözlerimi unutmayın!
8.06.2012
Bir gün Efendimiz "aleyhisselâm" Harem-i şerîfe geldi. Aliyyül Mürtezâ omuzunda idi. İnsanlar oturmuş, namlı pehlivânlardan bahsediyorlardı.
Resûl-i Ekrem
"aleyhisselâm"
onlara dönüp;
"Şu omuzumdaki oğlan, bu söylediğiniz pehlivanların hepsinden üstün pehlivân olacak, yeryüzünde buna benzer bir pehlivân daha bulunmıyacaktır" buyurdu.
Dinleyenler
cevap verip;
"Yâ Muhammed-ül Emîn! Sen, küçük bir çocuk için böyle neler vaat edersin" dediler.
Server-i âlem
aleyhisselâm;
"Siz bu dediklerimi unutmayın. Yıllar sonra bunu görürsünüz" buyurdu.
Alî bin Ebî Tâlib
"radıyallahü anh"
üç yaşına girmişti ki, Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem" hazretleri ile birlikte nemâz kılıyordu.
Babası Ebû Tâlib
onu böyle gördü.
Birşey söylemedi.
Annesi de görüp, Ebû Tâlib'e; "Görür müsün, bizim Alî, Muhammed ile birlikte nemâz kılıyor. Kâ'beye karşı secde ediyor. Bizim putlarımıza tapmıyor" dedi.
Ebû Tâlib
Cevâben;
"Yâ Fâtıma! Biz onu Muhammed'e vermişiz. Alî Onundur. Ne yaparsa doğrudur. Muhammed hangi dinde olursa, Alî de Onun yoldaşı ve dindaşı olsun, Ondan ayrılmasın" dedi.
www.gonulsultanlari.com