Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Lâ ilâhe illallah
10.06.2012

Ebû Zer-i Gıfârî "radıyallahü anh" hazretlerinin adı Cündeb idi. Îmân etmeden önce yol kesiciydi. Ama zamanla bu iş ona mânâsız geldi.
Putlardan soğudu
Ona göre yaratıcı
tek olmalıydı.
Onun için sık sık
"Lâ ilâhe illallah" derdi.
O günlerde Meke'den biri geldi.
Ve tesadüf Cündeb'le tanıştı.
Onun sık sık
"Lâ ilâhe illallah" dediğini duyunca;
"Tuhaf şey" dedi.
Cündeb sordu:
"Nedir tuhaf olan?"
"Bu senin dediğini Mekke'de de söyliyen biri var. Adı Muhammed, Peygamber olduğunu söylüyorlar" dedi.
Cündeb fırladı ayağa.
"Buldum" dedi.
Kardeşi Üneys'e;
"Yâ Üneys, Mekke'ye git! Orada Peygamberliğini îlân eden zât ile görüş ve bana Ondan haber getir" dedi.
O da peki deyip gitti.
Efendimiz'i gördü.
Sohbetini dinledi.
İhsânlarına kavuştu.
Dönüp Cündeb'e;
"Çok büyük bir zât âbi. İnsanlar Onun için şâir, kâhin, sihirbâz diyorlarsa da aslı yok. O gerçekten Peygamber" dedi.
Cündeb;
"Ben de göreyim" dedi.
Ve Mekke'ye geldi.
Hazret-i Alî onunla tanışıp;
"Bize gidelim" dedi.
Ve Onu evine götürdü. (devamı yarın)


www.gonulsultanlari.com