Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Sen kabîlene dön!
12.06.2012

(dünden devam)
Efendimiz "aleyhisselâm" Ebû Zer'i çağırıp; "Yâ Ebû Zer! Kabîlene dön. İslâmı orada yay!" buyurdu.
Hazret-i Ebû Zer;
"Başüstüne" dedi.
Kavmine döndü.
Kabîleyi topladı ve yüksek sesle; "Ey insanlar! Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah deyiniz!" diye nidâ etti.
O an îtirazlar yükseldi.
Herkes birşey diyordu.
Kabîle reîsi Haffâf:
"Susun!" diye bağırdı.
Herkes sustu.
Hazret-i Ebû Zer anlattı:
"Müslümân değilken nuhem putu'na bir tas süt götürüp önüne koydum. Az sonra ne oldu biliyor musunuz?"
Sordular ki:
"Ne oldu?"
"Bir köpek gelip sütün tamamını içti ve bacağını kaldırıp, putu ıslattı. Şimdi soruyorum, bu nasıl ilâh ki, önündeki sütü bir köpeğe kaptırıyor ve ondan böyle hakâret görüyor?"
Sessizlik oldu.
Çıt çıkmıyordu.
Nihayet biri sordu:
"O Peygamber ne diyor?"
Ebû Zer
cevâben;
"O diyor ki: "Allah birdir, şerîki yoktur, yemez, içmez ve ölmez. O, her şeyin mâliki ve sâhibidir. Çocuklarınızı toprağa değil, kalbinize gömün!" dedi.
Önce Haffâf.
Sonra Üneys.
Sonra da başkaları ve nihâyet bütün kabîle kâmilen îmânla şereflendiler.


www.gonulsultanlari.com