Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Vefâtı
22.06.2012

Âdem aleyhisselâm hastalandı. Vefât etmeden oğlu hazret-i Şît'e;
"Ey oğlum, alnında parlayan nûr, Muhammed Mustafâ'ya mahsûs olan bir nûrdur. Bu nûru muhâfaza et ve bunu, en temiz bir hanıma teslîm eyle" buyurdu.
Sözüne
devamla;
"Ecelim yaklaştı. Benden sonra halîfem ol. Allahın dînini yaymaya gayret eyle. O'nun sevgili Habîbini unutma" buyurdu.
Ardından;
"Cennetin zeytinini özledim" dedi.
Oğlu hazret-i Şît
Tûr dağına gitti.
El kaldırıp yalvardı.
Gâibten kulağına;
"Çanağı önüne koy" denildi.
Çanağı önüne koydu.
İçi zeytinle doldu.
Âdem Nebî onu yedi.
Eski sıhhatini buldu.
Lâkin yine hastalandı.
Bu defâ Cennet yemişlerini arzûladı. Evlâtları yemiş almaya giderken bir gurup melekle karşılaştılar.
Melekler onlara;
"Geri dönün!" dediler.
Peki deyip, döndüler.
Hazret-i Azrâili evlerinde gördüler.
Melekül mevt;
"Yâ Âdem! Hak teâlâ sana selâm ediyor" dedi.
O anda bir
ses duydu:
"Yukarı bak yâ Âdem!"
Baktığında, Cenneti gördü.
O anda Melekül mevt yaklaştı.
Canını Cânân'ına ulaştırdı.


www.gonulsultanlari.com