Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Bana doğumu kolay eyle
27.06.2012
Fâtıma binti Esed, Kâ'beyi tavâf ediyordu. Doğum alâmetleri belirince Kâbe-i şerîfe girdi.
Dışarı çıkmağa
mecâli olmayıp;
"Yâ Rabbî! Bana bu doğumu kolay eyle" diye yalvardı.
Beytin duvârı yarılıp,
Fâtıma gözden kayboldu
Üç gün görünmedi.
Dördüncü gün, Kâbe-i şerîften çıkdı. Elinde yeni doğmuş bebeği (Alî ibni Ebî Tâlib "radıyallahü anh") vardı.
evine götürdü.
beşiğine yatırdı.
Ebû Tâlib gelip, yüzünü görmek için örtüsüne el uzatdığında, hazret-i Alî, eliyle görmesine mâni oldu.
Yüzünü örttü.
Göstermedi.
Vâlidesi de gelip, emzirmek istediğinde, Ona da ma'nî oldu. Ebû Tâlib; "Yâ Fâtıma! Buna ne isim koyalım?" dedi.
Fâtıma hâtun
ona cevâben;
"Ey Ebû Tâlib! Bu çocuğun pençesinde aslan kuvveti var. Haydar demek münâsibdir" dedi.
Haydar, arslan demektir.
Ebû Tâlib
Cevaben;
"Benim niyyetim Zeyd ismini vermektir" dedi.
Resûl-i ekrem
"aleyhisselâm"
Efendimiz hazretleri Onun doğum haberini aldıkda, şâd oldu.
Ebû Tâlib'in
evine geldi.
Ve; "Bu çocuğun ismini ne koydunuz?" diye sordu. (devamı yarın)
www.gonulsultanlari.com