Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Ey oğul! Niçin ağlıyorsun?
29.06.2012

(Dünden devam)
Hazret-i Alî'nin Ebû Tâlib'in dokunmasına ma'nî olması, kendisine önce Resûlullah dokunsun diye idi. Annesinin emzirmesine mâni olması da, önce Resûlulahın mubârek ağız suyundan emmek istemesiydi.
Resûl-i Ekrem
"aleyhisselâm"
hazret-i Alî'nin yıkanmasına bizzat meşgûl oldular. Sağ tarafını yıkayınca, Alî sol tarafa kendisi dönerdi.
Server-i âlem
"aleyhisselâm"
bu hâli görünce, ağlamağa başladı. Fâtıma hâtun; "Ey oğul, ağlamanızın sebebi nedir?" diye sordu.
Resûl-i Ekrem
"aleyhisselâm"
"Yâ Fâtıma! Ben şimdi bunu yıkarım. Ben vefât edince de o beni yıkar. O zemân ben de sağ yanımdan sol yanıma kendim dönerim" buyurdu.
Resûl-i Kibriyâ
"aleyhisselâm"
Hazret-i Alî'nin terbiyesinde kol-kanat gerdi. Beş yaşına girdikde, Hîcâz'da az yağmur sebebi ile kıtlık oldu.
Gıdâ yokluğundan
halk darlığa düşdü.
Ebû Tâlib'in çoluk-çocuğu çok idi. Bir gün hazret-i Resûl-i ekrem "aleyhisselâm" hazret-i Abbâs'a geldi.
Kapıyı çaldı.
Ve içeri girip;
"Ey amcam! Sen zenginsin! Ebû Tâlib amcam, fakîr ve çocukları çokdur. Kıtlık geçinceye kadar herbirimiz Onun çocuklarından birini yanımıza alıp, Ona ma'îşette yardım edelim" buyurdu. (devamı yarın)


www.gonulsultanlari.com