Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Hazret-i Alî iyi bilir
16.07.2012

Kays bin Hâris rivâyet eder:
Bir kişi hazret-i Mu'âviye bin Ebî Süfyân'dan "radıyallahü anhüm" bir mes'ele süâl etdi.
Hazret-i Mu'âviye;
"Bu suâli, var hazret-i Alî'den süâl et ki, o benden iyi bilir" dedi.
O kişi;
"Ben senin cevâbını isterim" dedi.
Hazret-i Mu'âviye;
"Niçin?" deyince;
"Senin vereceğin cevâbı Alî'nin cevâbından çok severim" dedi.
Hazret-i Mu'âviye kızdı.
Ona darıldı.
Ve kendisine;
"Sen yalan söyledin. Sen kötü kişisin. Muhakkak sen, Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem" hazretlerinin ilimde mu'azzez ve mükerrem tutduğu kimseyi kötüledin" dedi.
Ve şöyle anlattı:
"Efendimiz aleyhisselâm,
Alî bin Ebî Tâlib hakkında;
"Yâ Alî, Sen benim yanımda, Hârûn'un Mûsâ "aleyhimesselâm" yanında olduğu gibisin. Lâkin benden sonra Peygamber gelmez" buyurdu.
Ona kıymet verirdi.
Çok şâhid oldum.
Hazret-i Ömer "radıyallahü anh" devamlı sûrette Onun ile meşveret ederdi.
Onun bilgisine kıymet verirdi.
Bir müşkili olsa;
"Alî burada mıdır?" diye sorardı.
Onun bilgisine güvenirdi".
Bunları anlattı.
Sonra o kişiye;
"Kalk, Allahü tebâreke ve teâlâ hazretleri ayaklarına kuvvet vermesin" buyurdu.
Ve adını divânından sildi.


www.gonulsultanlari.com