Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Namaz kılıyor Sutânım
21.07.2012
(Dünden devam)
Çandarlı Hayreddîn Paşa, İznik toprağını nurlandıran bir Allah dostudur
Bu zât, Orhaniye medresesinde talebe iken bir gün Sultân Orhan geldi o medreseye.
Kendisini karşıladılar:
"Buyurun Sutânım, hoş geldiniz".
"Hoşbulduk, baş müderrisle görüşecektim".
"Namaz kılıyor Sutânım. Hemen çağıralım" dediler.
Sultân elini kaldırıp;
"Hayır, olmaz! Rahatsız etmeyin, biz bekleriz" dedi.
Evet, yalnış okumadınız.
Bir Osmânlı pâdişâhı medreseye gelmiş, baş müderrisle görüşmek için makamında onu bekliyor. Hani bu günkü tâbirle, bir cumhurbaşkanı, bir üniversiteye gitmiş, rektörle görüşebilmek için, odasında onu bekliyor.
Osmânlıda ilim böyle idi.
Âlim böyle kıymetliydi .
Sultan bir müddet bekledi.
Sonra görüşüp sohbet ettiler.
Orhan Gâzi bir ara;
"Hocam, yakında bir gazâya çıkacağız. Bize, yol boyunca danışacağımız, sorup fetvâ alacağımız bir âlime ihtiyacımız var" diye arzetti.
Baş müderris Alaaddîn Esved hazretleriydi.
"Başüstüne Sutânım!" dedi.
Ve gözlerini talebe üzerinde gezdirip, Çandarlı Kara Halîl'i işâret ederek;
"Şu talebeyi götürün" buyurdu.
Evet, henüz medrese talebesi olan Kara Halîl, bütün bir sefer müddetince müşâvirlik yaptı sultâna. Pâdişâh, Onun onayını almadan bir işe kalkışmadı.
www.gonulsultanlari.com