Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Bana kim yol arkadaşı olur?
1.08.2012

Hazret-i Muhammed Mustafâ "sallallahü aleyhi ve sellem" Allahü teâlâ'nın emri ile Mekke-i mükerremeden hicret etmek dilediği zaman;
"Benim ile bu yolda kim yoldaş olur?" buyurdu.
Hazret-i Ebû Bekr;
"Anam ve babam, malım ve cânım, yoluna fedâ olsun yâ Resûlallah. Bu şerefli hizmete beni kabûl eyle" diye yalvardı.
Resûl-i Ekrem;
"Peki" buyurdu.
Ve kabûl etti.
O gece ikisi, ay ve zühâl yıldızı gibi beraber yola çıktılar.
Sıddîk "radıyallahü anh" Resûl-i Rabbil âlemîn hazretlerini düşmandan sakınıp, kâh ardına geçerdi, kâh önüne.
Kâh sağına geçerdi.
Kâh soluna.
Ayak parmakları üzerine basardı.
Efendimiz;
"Yâ Ebâ Bekr, neden böyle ızdırâb çekersin. Bir şeyden mi korkarsın?" diye sual etti.
Sıddîk-ı ekber;
"Anam ve babam yoluna feda olsun yâ Resûlallah! Mubârek vücûdunun bir kılına halel gelir diye korkarım ki, senin uğrunda benim gibi binlerce kimsenin başı düşse yeridir" diye arz etti.
Resûl-i Ekrem;
"Üzülme yâ Ebâ Bekr, Allahü teâlâ bizimledir!" buyurdu.
Mağaraya geldiler.
Hazret-i Ebû Bekr;
"Yâ Resûlallah! Bir miktâr sabr edin. Mağaraya önce ben gireyim. Yılan, akreb cinsinden nesne var ise, zararı Ebû olsun!" dedi. (devamı yarın)


www.gonulsultanlari.com