Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Çocuk yiyen ejderha
14.09.2012
Vaktiyle bir memlekette her sene bir ejderhâ çıkar, Câbilkâ şehrine gelirdi. Ona bir oğlan çocuğu verirlerdi. Onu yiyip geri giderdi.
Sıra bir fakîre geldi.
Onun tek oğlu vardı.
Ejderhânın gelmesi yaklaştı.
Fakîr üzüntü içinde hazret-i Ömer'in "radıyallahü anh" huzuruna vardı.
Gözyaşları dökerek;
"Yâ emîr-el-müminîn! Revâ mıdır senin seâdetli zamanında, benim gibi bîçâre bir garip kederde olsun?" dedi.
Hazret-i Ömer
radıyallahü anh
"Derdin nedir?" dedi.
O derdini arz edip;
"Zâten tek oğlum var" diyerek feryâd figân eyledi.
Hazret-i Ömer
radıyallahü anh
Kâğıt kalem alıp;
"Ey ejderhâ! Şimdiden sonra o şehre gelip oğlan çocuğu almıyacaksın. Yoksa Muhammed Mustafâ hakkı için oraya gelir, seni ateşte yakarım" diye yazdı.
Ve o fakîre verdi.
Fakîr geri geldi.
Şehrin ehâlisine anlattı.
Hepsi sevindiler.
Kâğıdı alıp, ejderhânın yolu üzerine koyup, gözetlediler.
O ejderhâ geldi.
Kâğıdı gördü.
Hürmetle aldı.
Yüzüne gözüne sürdü.
Öpüp başına koydu.
Ve hemen geri döndü.
Bir daha da gelmedi.
Allahü teâlâ'nın kudreti ve hazret-i Ömer'in kerâmetiyle, şehir halkı o ejderhânın şerrinden halâs oldular.
www.gonulsultanlari.com