Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Niçin kalkıp gittiniz?
23.09.2012
Birgün hazret-i Ebû Bekr "radıyallahü anh", hazret-i Fahr-i âlem Efendimizle birlikte oturuyorlardı.
Bir edebsiz geldi.
Ebû Bekr'e dil uzattı.
Yakışıksız sözler söyledi.
Server-i âlem
"aleyhisselâm"
Birşey demez, tebessüm ederdi.
Ancak o edebsiz haddi aşınca, hazret-i Ebû Bekr gadaba geldi.
Birkaç söz söyledi.
O vakit Efendimiz kalktılar.
O yeri terk ettiler.
Hazret-i Ebû Bekr
"radıyallahü anh"
Efendimize yetişip;
"Yâ Resûlallah! O hayâsız edebsizlik ederken sükût buyurup birşey söylemediniz. Ben cevap verinde kalkıp gittiniz. Sebebi nedir" diye sordu.
Resûl-i Ekrem
"aleyhisselâm"
"Yâ Sıddîk! O hayâsız sana dil uzatmaya başlayınca, Hak teâlâ bir melek gönderdi. O edebsizi susturup kovacaktı. Ama sen gadaba gelip de cevap verince, o melek gidip, yerine iblîs geldi. İblîsin olduğu yerde ben durmam" buyurdu.
Hazret-i Ebû Bekr
"radıyallahü anh"
Yaptığına çok üzüldü.
O gün karar aldı.
Mubârek ağzına taş koyardı.
Birşey diyecek olsaydı.
Nice zaman düşünürdü.
Tefekkür ederdi.
Hayırlı olduğunu anlarsa, ağzından o taşı çıkarıp o sözü söylerdi.
Sonra taşı yerine koyardı.
Tesbîh ile meşgûl olurdu.
www.gonulsultanlari.com