Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Bedir esirleri
27.09.2012

Resûlullah Efendimiz "sallallahü aleyhi ve sellem", Bedir harbinden zaferle dönmüş, "yetmiş" de esir alınmıştı. Bu esirlerin ne yapılacağı hakkında Eshâbiyle istişâre etti.
Ve karar verdiler:
Fidye alınacaktı.
Aralarında Resûlullahın amcası Abbâs da vardı.
Efendimiz Ona;
"Yâ Abbâs! Kendin ve Ukayl için fidye ödeyeceksin!" buyurdular.
Abbâs bunu işitti.
Ve cevap verip;
"Ben müminim. Kureyş, beni zorla Bedir'e getirdi" dedi.
Efendimiz;
"Mümin olduğunu Allah bilir. Zâhirde aleyhimizdesin ve fidye vermelisin" buyurdu.
Abbâs boynunu büktü:
"Benim param yok ki".
"Hiç mi paran yok?"
"Sekizyüz dirhemim vardı. Onu da ganîmet olarak siz aldınız" dedi.
Efendimiz;
"Peki, o altınları niçin söylemiyorsun?" buyurdu
"Hangi altınları?"
"Hani Bedir'e gelirken hanımına verdin de; "Eğer geri dönemezsem, şu kadarı senin, şu kadarı da Fadl, Kusem ve Abdullahın" demiştin.
Bir daha şaşırdı.
Ve merak içinde;
"Yâ Muhammed! O vakit odada ikimizden başka kimse yoktu. Sen bunları nereden biliyorsun?" diye sordu. "Rabbim bildirdi" buyurdu.
Abbâs cân-ü gönülden;
"Öyleyse hak Peygambersin! dedi.
Ve müslüman oldu.


www.gonulsultanlari.com