Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Eski Velîlerde kerâmet olurdu
3.10.2012
Şam'da vefât eden Velîlerden Ebû Müslim Havlânî hazretleri, bir gün sevdikleriyle bir bahçede sohbet ediyorlardı.
O ara biri geldi,
Bu zâta dönüp;
"Hocam, eski evliyâlarda çok kerâmetler görülürmüş. Meselâ yerden bir avuç toprak alsalar, toprak Onun elinde "Altın" olurmuş" deyiverdi.
Mübârek eğildi.
Biraz toprak aldı.
Sonra ona dönüp; "Böyle mi? diyerek açtı avcunu. Ordakilerin gözleri faltaşı gibi açıldı o anda. Zîra büyük Velînin avcundaki toprak "altın" olmuştu. Onların şaşkınlığı sürerken; "Toprağı altın yapmak mârifet değildir" buyurdu.
Tekrar şaşırdılar.
Ve Ona sordular:
"Mârifet nedir öyleyse?"
"Asıl mârifet, ölü kalpleri diriltmektir. Yâni insanların kalbinden dünya sevgisini çıkarıp, yerine Allah sevgisini yerleştirmektir ki, en büyük kerâmet budur işte" buyurdu.
ÎTİRAZ ETTİ AMA…
Dinleyenlerden biri;
"Hayır" dedi içinden.
Bu sözüne îtiraz etti. Kalbinden; "Toprağı altın yapmak daha büyük kerâmettir" diye düşünüyordu ki, mübârek zat ona dönüp; "Bu dünyanın tamamı altın olsa ve hepsini sana verseler, bununla âhiretini kurtarabilir misin? diye sordu.
Adam şaşkın halde;
"Kurtaramam" dedi.
Çok da mahcup oldu.
O zaman büyük Velî; "Ama bir kimsenin kalbinde "Allah sevgisi" olursa, o hem dünya hem de âhiret saâdetine kavuşur ki, mühim olan da işte budur" buyurdu.
www.gonulsultanlari.com