Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Bunlar için adak adayın
17.10.2012

Hazret-i Hasen ile hazret-i Hüseyin (radıyallahü anhümâ) hasta olmuşlardı.
Fahr-i âlem Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) bu torunlarını görmeye vardılar.
Hazret-i Alî ile hazret-i Fâtıma'ya;
"Bu ciğer gûşelerinizin sıhhat bulması için bir adak adayın" buyurdular.
Her ikisi de;
"Başüstüne" dediler.
Bir de hizmetçi vardı.
İsmi Fıdda idi.
Bu mübârekler;
"Hasen ile Hüseyin hastalıktan şifâ bulup sıhhate kavuşurlarsa, üçer gün oruç tutmak bize nezr olsun" dediler.
Çok geçmedi.
Sıhhat buldular.
Sevinip oruca başladılar.
Ancak evlerinde yiyecekten birşey yok idi.
Hazret-i Alî (radıyallahü anh) varıp, bir yehûdîden üç ölçek arpa ödünç aldı.
Ekmek yapacaklardı.
Oruca niyetlendiler.
O arpanın bir ölçeğini, hizmetçileri Fıdda öğütüp, beş adet çörek pişirdi.
Zîra beş kişi idiler.
İftâr vakti oldu.
O beş çöreğin her birini, bir kişinin önüne koydular.
İftâr yapacaklardı.
Tam o esnâda kapılarına bir "miskîn" gelip;
"Yâ Ehl-i beyt-i Resûlallah! Ben fakir biriyim. Bana yiyecek verin. Allahü teâlâ da size Cennet nîmetleri versin" dedi.
O fakire acıdılar.
Merhamet ettiler.
Beşi de ellerindeki çörekleri o miskîne sadaka verip, kendileri su ile iftâr ettiler.
Ertesi gün yine oruc tuttular.
Hizmetçi, bir ölçek arpa daha üğütüp, yine beş çörek pişirdi. (devamı yarın)


www.gonulsultanlari.com