Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Üç gündür açım
18.10.2012
(Dünden devam)
İftâr vaktinde, çörekleri önlerine alıp, tam iftâr edecekleri sırada, bir "yetîm" geldi kapıya.
Yiyecek istedi.
Beşi de çöreklerini ona verip, o yetîmi sevindirdiler. Su ile iftâr edip yattılar.
Oruca niyetlendiler.
O kalan bir ölçek arpayı da, beş çörek yapıp, önlerine aldılar.
İftâr vakti geldi.
Kapıya bir "esîr" gelip;
"Üç gündür açım. Allah için bana yiyecek verin" dedi.
Çöreklerini verdiler.
Ve su ile iftâr ettiler
Ertesi gün hazret-i Alî (radıyallahü anh) hazret-i Hasen ile hazret-i Hüseyin'in (radıyallahü anhümâ) ellerinden tutup, Resûl-i Ekrem hazretlerinin huzûr-ı şerîflerine götürdü.
Resûl-i ekrem baktı.
Torunları zaiflemiş.
Açlıktan kuş yavrusu gibi titrerler.
Mahzun olup;
"Yâ Alî! Bizi üzüntüye gark ettin" buyurdur.
Sonra onları aldı.
Fâtıma'ya vardı.
Gördü ki, hazret-i Fâtıma'nın da karnı arkasına yapışmış ve mubârek gözleri çukura gitmiş.
Üzüntüsü daha arttı.
Hazret-i Cibrîl geldi.
Resûl-i ekrem'e;
"Yâ Muhammed! Hak Sübhânehü ve teâlâ hazretleri mubârek etsin. Ehl-i beytin hakkında âyet-i kerîme gönderdi" dedi.
Hel etâ sûresini okudu.
Rivâyet olundu ki:
Hazreti Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) onları bu hâlde görünce; "Ey kızım Fâtıma! Baban da üç gündür taam yememiştir" buyurdu. (devamı yarın)
www.gonulsultanlari.com