Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Hiç hareket etmeyiniz!
11.11.2012


Hazret-i Ömer (radıyallahü anh) seher vaktinde mescid-i şerîfte namaz kılmaya giderken, Ebû Lü'lü adında bir yahudi karanlıkta bıçakla vurup, mubârek karnına sapladı.
Altı yerinden yaraladı.
Eshâb bunu gördüler.
Üzülüp ağlaştılar ve derhal o kâfiri yakalayıp katl ettiler. Sonra Hazret-i Ömer'i o mahalden alıp, devlethânelerine getirdiler.
Cerrâh gördü.
Yaraları dikti.
Ve tembih edip; "İyileşinceye kadar hiç hareket etmeyin" dedi.
Sahâbe-i güzîn geldiler.
Çevresinde oturdular.
Hilâfet emrini ve sâir dînî emirleri onlara vasıyyet ederken, namaz vakti geldi.
Ezân okundu.
Halîfe cerrâha;
"Şimdi abdest alıp, namaz kılsam ne olur?" dedi.
Cerrâh;
"Eğer yerinden hareket edersen, bu diktiğim yerden sökülür, vefât edersin" dedi.
Emîr-ül müminîn;
"Namazı terk etmektense,öleyim daha iyi" buyurdu.
Yerinden kalktı.
Abdest alacaktı.
Sahâbeden birini hazret-i Âişe'nin (radıyallahü anhâ) huzûruna gönderip, Resûlullahın mübârek ravda-i mutahheralarına defni için Ondan izin istedi.
O bu haberi aldı.
Üzülüp ağladı.
Ve bu kederle;
"Âh, kıymetli Ömer, atamın yâdigârı da gidiyor. Ben o yeri kendim için saklardım. Ammâ Ona hibe ettim. Resûlullaha ve babamın katına varınca, selâmımı onlara söylesin. Ve desin ki, bu ayrılık daha ne zamana kadar sürecek" dedi. (devamı yarın)


www.gonulsultanlari.com