Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Niçin bana böyle bakarsın?
24.12.2012
Hazret-i Hasen bin Alî (radıyallahü anhümâ) haber verir ki, babam mescidden çıktı. Ebû Bekr (radıyallahü anh) hazretlerinin yüzüne baktı. Hazret-i Ebû Bekr de babamın yüzüne baktı.
Babam, Ebû Bekr'e;
"Yâ Ebâ Bekr! Niçin bana böyle bakarsın?" diye sordu.
Merak etmişti.
O cevap verip;
"Şunun için bakarım ki, Resûlullah'tan işittim. "Kıyâmet günü, Sırat üzerinden, Alî bin Ebî Tâlib'in izin vermediği kimseler geçemez!" buyurmuştu" dedi.
Babam sevindi.
Ve Ebû Bekr'e;
"Yâ Ebâ Bekr! Sen bana müjde verdin. Ben de sana müjde vereyim mi?" dedi.
Cevaben;
"Evet ver" deyince;
"Yâ Ebâ Bekr! Resûlullah bana gizli olarak; "Yâ Alî! Kıyâmet günü Sırat üzerinde, Ebû Bekr'i, Ömer'i ve Osmân'ı sevmiyenlere, Sıratı geçmeleri için izin verme!" buyurdu" dedi.
RÜKÛDA SADAKA VERDİ
Bâzı âlimler derler ki:
Emîr-ül müminîn hazret-i Alî (radıyallahü anh) mescidde namaza durmuştu.
Birisi düâ etti.
Bir şey istedi.
Hazret-i Alî rükû'da idi.
Parmağındaki yüzüğü işâret ile o dilenciye sadaka verdi. Bu amel Allahü teâlâ hazretlerine makbûl geldi.
Çok beğendi.
Meâl-i şerîfi;
"Sizin velîniz, ancak Allahü teâlâ, Resûlü, müminlerden namazlarını kılanlar ve rükûda oldukları hâlde sadaka verenlerdir" olan âyet-i kerîmeyi gönderdi.
www.gonulsultanlari.com