Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Yediğinden bana da ver!
27.12.2012
Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) Eshâbiyle bir bahçede oturmuş yemek yiyorlardı.
Bir câriye geçti oradan.
Harpte esir alınan kadın kölelere "câriye" denirdi.
Eshab dikkat ettiler.
Câriye Efendimizi gördü.
Önlerine gelip;
"Yediğinden bana da ver!" deyiverdi.
Sahâbe şaşırdılar.
Efendimiz, önündeki yemekten bir lokma alıp, uzattılar o kadına.
Lâkin câriye;
"Hayır, onu istemiyorum" dedi.
"Ya ne istiyorsun?"
"Ağzında çiğnediğinden".
Eshâb daha da şaşırdılar.
Resûl-i kibriyâ onu kırmadılar.
İstediğini verdiler.
Kadın, Resûlullah Efendimiz'in (sallallahü aleyhi ve sellem) elinden o lokmayı alıp da yediği anda hâlinde âni bir değişiklik oldu.
O edebsiz hâli gitti.
Çok pişmân oldu.
Utandı yaptığından.
Kızardı, bozardı.
Önüne bakarak sür'atle uzaklaştı o yerden.
O günden sonra "edeb hayâ" timsali bir hanımefendi oldu.
Öyle ki, edeb ve terbiyesiyle parmakla gösteriliyordu o havâlide
YÜZÜNÜ OKŞAMIŞTI
Efendimiz (aleyhisselâm) çocuk sahâbîlerden hazret-i Katâde'nin (radıyallahü anh) yüzünü sevgiyle okşamışlardı bir gün.
O an yüzü değişti.
Bir parlaklık geldi.
Öyle ki, akranı arasında hemen farkedilirdi. O parlaklık, ölünceye kadar da hiç gitmedi Ondan.
www.gonulsultanlari.com