Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Ne için ağlarsınız?
26.01.2013

Hazret-i Ömer (radıyallahü anh) her gece şehri dolaşır, nerede bir noksanlık görse onu düzeltirdi. Bu kadar hassasiyet göstermesine rağmen daima ağlardı.
Yakınları üzülürdü.
Ve sorarlardı ki:
"Bu ağlamak nedendir?"
Cevaben "Bir koyun Fırat kenarında gezerken boğulsa, kıyamette onu benden sorarlar" derdi.
● ● ●
Abdullah bin Amr bin As anlatır:
"Hazret-i Ömer'in vefatından sonra daima dua eder, 'Yâ Rabbî! Hazret-i Ömer'i rüyada bana göster' diye yalvarırdım.
On iki ay geçmişti.
Duam kabul oldu.
Rüyada gördüm.
Kendisine, 'Yâ emîr-el mü'minîn! Allahü teâlâ sana ne muamele etti?" diye sordum.
● ● ●
Hazret-i Ömer "Yâ Abdullah! Sizden ayrılalı ne kadar zaman oldu?" diye sordu.
"Bir sene oldu" dedim.
● ● ●
O zaman bana, "Şimdiye kadar muhasebedeydim. Amellerimin bozukluğundan helak olmak korkusu vardı. Eğer ki Allahü teâlânın rahmeti gazabını aşmasaydı, mahvolurdum" dedi.
Hayret ettim.
● ● ●
O devam edip "Şimdi ben ve sen bilelim ki amel defterlerimizi günahla simsiyah etmişiz. Ben ve sen, taat ve hasanatı rüzgâra vermişiz" dedi.
Ağlıyordu.
● ● ●
Sözüne devamla "Ben ve sen Allahü teâlâ ve Resûlüne karşı edepsizlik etmişiz. Ben ve sen dünya malına mağrur ve meşgul olup ahiret hazırlığı yapmamışız" dedi.


www.gonulsultanlari.com