Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Sana müjdeler olsun
13.02.2013

(Dünden devam)
Hazret-i Fatıma'nın çeyizi, içi yün dolu bir döşek, içi hurma lifiyle dolu bir yastık ve topraktan yapılmış birkaç kap kaçaktan ibaretti. Bunları Resulullaha arz ettiler.
Efendimiz onlara baktı.
Gözünden yaşlar aktı.
Ve ağlıyarak "Yâ Rabbî! En iyi kapları toprak çanak olan bu kullarına bereket ver" diye dua etti ve geri kalan dirhemleri Ümmü Seleme'ye verdi.
O da çarşıya gitti.
Güzel koku getirdi.
● ● ●
Hazret-i Ali der ki:
"Bunun üzerinden bir ay geçti. Ancak hane-i saadette düğünden hiç konuşulmazdı.
Efendimiz bazen beni tenhada görüp 'Sana müjdeler olsun ki hatunun âlemdeki hatunların seyyidesidir' buyururdu.
● ● ●
Yine O anlatıyor:
"Bir ay daha geçti. Kardeşim Ukayl bir gün bana gelip 'Yâ Ali! Bu akd-i izdivaçla mesrur olduk. Lâkin muradım odur ki artık birbirinize yakın olasınız' dedi.
Ben buna sevindim.
Hemen ona döndüm.
Ve 'Benim de muradım budur, lâkin bu hususta söz söylemeye utanıyorum" dedim".
● ● ●
Hazret-i Ukayl, İmam-ı Ali'nin elini tutup birlikte Hazret-i Peygamberin hanesine geldiler. Hücre kapısında Resulullah'ın cariyesi Ümmü Eymen'e rastladılar.
Ahvali ona söylediler.
Ümmü Eymen dinledi.
"Merak etmeyin" dedi.
Onlar "Niçin?" deyince "Bu husus için sizin gelmeniz lazım değildir. Biz ezvac-ı tahiratla konuşup size haber veririz. Zira bu hususta hatunların sözü dinlenir" dedi. (devamı yarın)


www.gonulsultanlari.com