Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Bir ahde vefa örneği
23.02.2013
Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), ahde vefa konusunda çok titizdi.
Şöyle ki:
Henüz peygamberliğini tebliğ etmemişken alışveriş yapmıştı bir kişiyle.
Bir miktar borçlanıp ödeme hususunda anlaştılar.
Falan gün falan saatte, bir yerde buluşup ödeyecekti borcunu.
● ● ●
O gün geldi.
O saat oldu.
Efendimiz anlaştıkları yere gitti.
Ama adam yoktu ortalarda.
● ● ●
Ertesi gün yine gitti.
Adam yine yoktu.
O yere gelmemişti.
Üçüncü gün yine gidip aynı yerde bekliyordu ki o kimse geldi nihayet.
● ● ●
Ama çok mahcuptu.
"Özür dilerim" dedi.
İki gün de unuttuğunu söyledi.
Ama Efendimiz'i çok sevmişti.
Peygamberlik ilan edilince koştu hemen.
"İlk îman edenler"den oldu.
● ● ●
Yine Hayber'den dönülüyordu.
Bir Yahudi kadını, bir eti zehirleyip kızarttıktan sonra Peygamber Efendimiz'e getirdi ve kendisine, "Bu eti sizin için kızarttım. Afiyetle yiyiniz" dedi.
Efendimiz yemedi o eti.
Eshabına da yedirmedi.
● ● ●
Zira et zehirliydi.
Onun için yemedi.
Kadın, ete zehir kattığını itiraf ettiği hâlde yine cezalandırmadı onu.
O da bu merhameti gördü.
İnsafa geldi.
"Şehadet"i söyleyip îmanla şereflendi.
www.gonulsultanlari.com