Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Öyle zannederim ki
6.03.2013

Hazret-i Ebu Bekir (radıyallahü anh), son hastalığında evladını, Hazret-i Aişe'ye ısmarladı. İki oğlan, iki kız vasıyet eyledi.
Hazret-i Aişe şaşırdı.
Ve babasına sordu:
"Babacığım, benim bir kız kardeşim var, diğer kız kardeşim hangisidir?".
● ● ●
O, kızına baktı.
Ve buyurdu ki:
"Hanımım hamiledir, öyle zannederim ki doğurduğu kız olur".
Gerçekten kız evladı oldu.
● ● ●
Ebu Bekr-i Sıddık (radıyallahü anh), halife olduğunda Yemame vilayetinde Müseyleme adında bir yalancı, peygamberlik dâvâsında bulundu. Hazret-i Ebu Bekir, Sahabe-i Kiram'ı onun üzerine gazaya gönderdi.
Büyük cenk oldu.
Onu öldürdüler.
● ● ●
Müseyleme cenginde Kur'ân-ı Kerim hafızları katl olunduğu için, Eshab-ı Kiram, Kur'ân-ı Kerim'in yeryüzünden kalkacağını düşündüler.
Çok korktular.
Endişe ettiler.
Allahü teâlâ Hazret-i Ömer'in kalbine, Kur'ân-ı Kerim'i bir araya toplayıp bir mıshaf yazılmasını ilham eyledi.
● ● ●
O da hemen kalktı.
Hazret-i Sıddık'a gitti.
Durumu ona arzetti.
Hazret-i Ebu Bekir, ona cevaben "Habîb-i Ekrem cem etmediler, cem edin diye emir de buyurmadılar" dedi.
● ● ●
Sonra fikri değişti.
Kalbine ilham geldi.
Hakk teâlâ, onun kalbine de, "Hayır ve iyilik, Kur'ân-ı Kerim'i toplayıp bir mushaf yazmaktadır" diye ilham eyledi.


www.gonulsultanlari.com