Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Bu iş ağır geldi bana
7.03.2013

Zeyd bin Sabit (radıyallahü anh) şöyle anlatır:
"Hazret-i Sıddık beni istemiş.
Kalkıp huzuruna vardım.
Hazret-i Ömer de oradaydı.
İkisi de Kur'ân-ı Kerim'i bir yere cem etmeği/toplamayı bana teklif ettiler.
● ● ●
Bu iş bana ağır geldi.
Hatta dağlardan bile.
Cesaret edemedim.
Bir nice gün sonra Allahü teâlâ benim kalbime de ilham eyledi ki: "Hayır ve iyilik, Kur'ân-ı Kerim'i cem etmekte, bir araya toplamaktadır".
● ● ●
Ben vahiy kâtibiydim. Cibril-i Emin'in Hazret-i Peygambere en son âyet-i kerimeyi kıraet ettiklerinde bile hazırdım.
Harekete geçtim.
Çok hayırlı bir işti.
Tahta ve kâğıtlarda, taş ve ağaçlarda yazılanları ve Eshabın hafızasında olanları toplayıp Resûl-i Ekrem'in buyurduğu tertip üzere yazdım.
● ● ●
Sonra Halifeye götürdüm.
Çok memnun oldu.
Ve ona ad koydular.
"İlk Mushaf"
● ● ●
Ali bin Ebi Talip (radıyallahü anh), "Hazret-i Ebu Bekir, insanlar arasında en büyük sevaba kavuşmuştur. Çünkü Kur'ân-ı Kerim'i toplu hâle ilk getiren odur" demiştir.
● ● ●
İlk Mushaf yazıldı.
Büyük hizmet oldu.
Bu musnaf Hazret-i Ebu Bekir'in yanında kaldı. O ahirete göçünce Hazret-i Ömer'in yanında durdu. O da vefat edince, Resulullah'ın zevcesi ve Hazret-i Ömer'in kızı Hazret-i Hafsa'nın yanında durdu.


www.gonulsultanlari.com