Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Ölürsem, beni sen yıka
23.03.2013
(Dünden devam)
Hazret-i Fatıma, Resulullah vefat ettikten sonra hiç gülmemiş, ayrılık ateşiyle daima yanmıştır.
Gündüz oruç tutardı.
Gece namaz kılardı.
Vefatına yakın "Ölünce, beni erkekler arasına perdesiz çıkaracaklarını düşünerek çok utanıyorum" buyurmuştu.
● ● ●
Esma binti Ümeyr, Hazret-i Fatıma'ya, "Ben Habeşistan'dayken hurma dallarını çadır gibi ördüklerini görmüştüm" dedi.
Hazret-i Fatıma sevindi.
"Yap da göreyim" dedi.
● ● ●
Hazret-i Esma yapınca, çok hoşuna gitti. Sevincinden güldü. Resulullah vefat ettikten sonra güldüğü hiç görülmemişti.
Esma'ya döndü.
Vasıyyet etti ki:
"Ölürsem, beni sen yıka. Ali de yanında bulunsun. Başka kimse girmesin".
● ● ●
Bir gün Resulullah Efendimiz, Hazret-i Hüseyin'i sağ dizine, oğlu İbrahim'i sol dizine almıştı.
Hazret-i Cibril geldi.
Bir vahiy getirmişti.
Sevgili Peygamberimize, "Hakk teâlâ, bu ikisinden birini alacak. Sen birini seç" dedi.
● ● ●
Bu haberi aldılar
Mahzun oldular.
"Hüseyin vefat ederse benim canım yandığı gibi, Ali'nin ve Fâtıma'nın da canları yanar. Ama İbrahim giderse en çok ben üzülürüm. Onları kendime tercih ediyorum" buyurdular.
Üç dört gün geçti.
İbrahim vefat etti.
www.gonulsultanlari.com