Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Abdülmuttalib'in vefatı
29.03.2013
Abdülmuttalip ölüm döşeğindeyken, sekiz yaşındaki torununu yanına oturttu. Elini omuzuna koyup karşısında diz çökmüş, edeple oturan oğullarına sordu:
"Vefatım yaklaştı. Yegâne düşüncem şu yetimdir. Onu birinize emanet etmek istiyorum. Hanginiz Ona hizmet etmeyi kabul eder?"
● ● ●
Ebu Leheb kalktı.
"Ben kabul ediyorum" dedi.
Abdülmuttalip "Evet, senin malın çoktur. Onu aç açık bırakmazsın. Ama kalbin katı, merhametin azdır. Yetimlerse yufka yürekli olur" dedi.
● ● ●
Hamza kalktı.
"Bana emanet et" dedi.
Abdülmuttalip "Evet, sen buna layıksın. Ama senin de çocuğun yok. Evladı olmayan, çocukların hâlinden anlamaz" dedi.
● ● ●
Bu defa Abbas kalktı.
"Bana ver babacığım" dedi.
Abdülmuttalip "Evet, sen de buna layıksın. Ama senin çocukların fazla. Layıkıyla ilgilenemezsin" dedi.
● ● ●
Ebu Talip kalktı. "Bana emanet et. Malım az ise de Ona hizmet etmeyi cana minnet bilirim" dedi. Abdülmuttalip Efendimiz'e dönüp "Ey gözümün nuru! Sen şu amcalarından hangisinin yanında kalmak istersin?" diye sordu.
Efendimiz koştu.
Ebu Talib'in kucağına oturdu.
● ● ●
Onun da istediği buydu. Güzel torununun başını ve gözlerini öpüp kokladıktan sonra "Şahit olun ki ben bundan güzel bir koku, bundan daha güzel bir yüz görmedim" dedi.
Bu, son sözleri oldu.
www.gonulsultanlari.com