Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Buna ne ceza verelim?
8.04.2013
(Dünden devam)
Nemrud, adamlarını topladı.
"Buna ne ceza verelim?" diye sordu.
Düşündüler.
Taşındılar.
"Onu yakalım!" dediler.
● ● ●
Ve hazırlığa başladılar.
Önce bir yer lazımdı.
Geniş bir yer hazırladılar.
Sonra odun lazımdı.
Nemrud "Herkes odun taşıyacak! Karşı çıkan İbrahim'le birlikte ateşe atılacaktır" diye emretti.
● ● ●
Bir ay sürekli odun taşıdılar.
Odunlar dağ gibi yığıldı.
Sonra ateşlediler.
Yedi gün yedi gece yandı.
Alevler gökleri kapladı.
Yanına yaklaşılmıyordu!
● ● ●
Öyle ki uzağından uçan kuşlar, sıcağın şiddetinden yanıyordu.
Nemrud, uzaktan seyrediyordu.
Halk gelip toplandılar.
Nemrud emretti.
Hazret-i İbrahim'i getirdiler.
Boynunda zincir, ellerinde kelepçe, ayaklarında bukağı vardı.
● ● ●
Ama umurunda değildi.
O, Allah'ın Halil'iydi/dostuydu.
Tevekkül ve yakînin/imanın en yüksek mertebesinde olduğundan mübarek kalbine zerre kadar korku gelmedi.
Gayet vakarlı/heybetliydi.
● ● ●
Nemrud'un önüne götürdüler.
Herkes merak ediyor "Onu ateşe nasıl atacaklar?" diyordu.
Zira ateşe yaklaşılamıyordu.
Çaresizdiler.
(devamı yarın)
www.gonulsultanlari.com