Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Sâre'nin isteğini yap!
16.04.2013
(Dünden devam)
Hazret-i Sâre'nin gayreti/kıskançlığı arttı ve Hazret-i İbrahim'e "Hacer'le İsmail'i al, başka yere götür ve konuşmadan geri gel" dedi.
Allahü teâlâ da:
"Sâre'nin isteğini yap!" buyurdu.
● ● ●
O da bu ikisini alıp Şam'dan ayrıldı. Susuz ve ıssız bir yer olan Mekke'ye götürdü.
Onları oraya bıraktı.
Konuşmadan geri döndü.
● ● ●
Hazret-i İsmail iki yaşındaydı. Aradan yıllar geçti. Hazret-i İsmail yedi yaşına girdi.
Çok da sevimliydi.
Onu çok seviyor, görmeden duramıyordu.
● ● ●
Yine bir gün görmeye geldi. Ve bir gece rüya gördü. Rüyada kendisine "Allahü teâlâ, oğlun İsmail'i kurban etmeni emrediyor" denildi.
Uykudan uyandı.
Nezrini hatırladı.
● ● ●
Zira O, bir gün "Allahü teâlâ bana bir oğul verirse Allah için kurban edeceğim" diye nezretmişti.
Kendi kendine:
"Acaba bu rüya rahmâni mi, yoksa şeytani mi?" diye düşündü.
● ● ●
Zilhiccenin sekiziydi.
Bugüne terviye denildi.
İkinci gece oldu.
Aynı rüyayı yine gördü. "Galiba rahmâni" dedi. Bugüne de arefe denildi.
● ● ●
Üçüncü gece de bu rüyayı gördü. Hiç şüphesi kalmadı. Zilhiccenin onuncu günüydü. Bugüne de nahr denildi. (devamı yarın)
www.gonulsultanlari.com