Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Ey canım kızım!
10.05.2013
Âişe-i Sıddîka (radıyallahü anha) anlatır:
"Bir gün 'Yâ Resulallah! Senden sonra halkın hayırlısı kimdir?' diye sordum.
'Ebu Bekr-i Sıddık'tır' buyurdu.
Ben yine sordum:
'Ondan sonra kim?'
'Ömer'dir'.
'Ondan sonra kimdir?'
'Osman'dır'.
Fatıma 'Yâ Resulallah! Ali hakkında bir şey söylemediniz' deyince 'Ey canım kızım! Ali, benim nefsim demektir. Hiç kimse gördün mü ki kendini methetsin?' buyurdu."
● ● ●
Resulullah Efendimiz, bir harpte alınan ganimeti gazilere taksim ederken herbir gaziye bir pay, Ali bin Ebi Talib'e ise iki pay verdiler.
Asker arasında:
"Kendi damadına iltimas edip iki pay verdi" diye konuşmalar oldu.
Efendimiz bunu işitti.
Derhâl minbere çıktı.
Ve "Ey islam askeri! Bu küffar askerini kahr-ü perişan eden o bahadırı tanıdınız mı?" diye sordu.
Mücahitler:
"Yâ Resulallah! Bir yiğit gördük ki yeşil sarık sarmış, güzel yüzlü bir ata binmiş ve yüzünü örtmüştü. Her nârasında sanki dağ titriyor, her kılıç vuruşunda şimşekler çakıyordu. O şahsı görmezdik ama kesilip etrafa saçılan baş, el ve ayakları görürdük" dediler.
Efendimiz dinledi.
Ve o mücahitlere:
"O yiğit, Cebrail'di, giderken bana 'Yâ Muhammed! Benim hissemi Ali bin Ebi Talib'e ver' dedi. Ali'ye verdiğim iki hissenin biri, kendinin, biri de Cebrail'indir. Yoksa ben kimseye iltimas etmem" buyurdu.
("Menâkıb-ı çihâr yâr-i güzîn" kitabından alınmıştır.)
www.gonulsultanlari.com