Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Çok ağlardı
23.06.2013
Halife-i Kızılayak (rahmetullahi aleyh), çocukları çok severdi. Bazan torunlarını önüne alıp onları hem sever, hem de hıçkırarak ağlardı. Öyle ki göz yaşları sakalının ucundan damlardı.
Sebebini sordular.
Derinden bir ah dedi.
Ve kederli olarak:
"Bunlar büyüyünce İslam'ı yaşıyabilecekler mi, kendilerini cehennemden kurtarabilecekler mi? Ya İslam düşmanlarına aldanır da cehennemde yanarlarsa diye ağlıyorum" buyurdu.
● ● ●
Dünya malına tamah edenlere "Altın alma, dua al. Dua, altından kıymetlidir" buyururdu.
Kahkahayla gülmezdi.
Kahkaha atanları gördüğünde "Gülmeyin!" derdi.
"Niçin?" dediklerinde "Sıratı geçmeden nasıl gülebiliyorsunuz, şaşıyorum. Müslüman, Sıratı selametle geçtikten sonra güler" derdi.
● ● ●
Halife-i Kızılayak (rahmetullahi aleyh), hayatının sonlarında felçli olarak üç sene hasta yattı. Sağlığında olduğu gibi, hastalık zamanında da hep şükreder ve "Beterinden koru yâ Rabbî!" diye yalvarırdı.
Hanımı vefat etti.
Halife-i Kızılayak:
"Gitme vaktimiz geldi" buyurdu.
● ● ●
Hakikaten hanımının vefatından bir gün sonra Hakk'ın rahmetine kavuştu.
Vefatına yakın baktılar.
Kendinde değildi.
Hareketsiz yatıyordu.
Dili kımıldamıyordu ama göğüs kafesinden çıkan "Allah" lafz-ı şerifi bitişik odalardan açıkça duyuluyordu.
www.gonulsultanlari.com