Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Siz casusa benziyorsunuz
16.08.2013

(Dünden devam)
Hazret-i Yusuf kardeşlerini tanıyıp “Siz kimsiniz, niçin geldiniz?” dedi.
Onlar:
“Şam’dan buğday için geldik” deyince “Hayır, siz casusa benziyorsunuz. Asıl maksadınız nedir?” dedi.
Bunun üzerine:
“Biz Ken’an ilindeniz. İhtiyar bir babamız var. Adı Yakup'tur. Beldemizde kıtlık var. Senin iyi bir kimse olduğunu duyan babamız, bizi buraya gönderdi” dediler.
Hazret-i Yusuf sordu:
“Babanız kiminledir?”
“En küçüğümüz olan Bünyamin iledir. Onun, Yusuf diye bir kardeşi vardı. Kırda telef oldu. Onun üzüntüsünden gözleri görmez oldu” dediler.
Yusuf aleyhisselam:
“Pekâlâ” dedi.
Birer deve yükü buğday verdi ve “Bir dahaki gelişte Bünyamin’i de getirin. Yoksa size zahire vermem” dedi.
Paralarını aldı.
Ama gizlice zahirenin arasına koydurdu.
Onlar zahireyi aldılar.
Dönüp Şam’a geldiler.
Babalarına:
“Mısır Azizi bize çok ikramda bulundu. Akrabamız olsa o kadar ikram yapamazdı” dediler.
Yakub aleyhisselam:
“Bir daha giderseniz, ona selam ve dualarımı söyleyin” buyurdu.
Oğulları:
“Bir dahaki sefere Bünyamin'i de istiyor. Götürmezsek, bize zahire vermiyecek. Bünyamin için endişe etme babacığım. Biz Onu koruruz” dediler.
Hazret-i Yakub:
“Vaktiyle Yusuf'u size emanet etmiştim. Şimdi size nasıl güveneyim. Ama Allahü teâlâ en hayırlı koruyucudur” dedi. (devamı yarın)


www.gonulsultanlari.com