Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Bana düşen sabr-ı cemildir
20.08.2013
(Dünden devam)
Dokuz kardeş geri döndüler.
Durumu babalarına bildirdiler.
O, bunları dinledi.
Fakat inanmadı.
“Hayır, iş sizin bildiğiniz gibi değildir” dedi.
“Niçin?” dediklerinde:
“Mısır Azizi, bizim dinimizde hırsızın esir edileceğini ne bilsin. Bana düşen sabr-ı cemildir. Umulur ki Allahü teâlâ oğullarımın hepsini bana geri döndürür” dedi.
Sabıra bel bağladı.
Ümidi elden bırakmadı.
Bir gün evindeydi.
Hazret-i Azrail geldi.
Onu görünce:
“Yusuf'umu görmeden ruhumu almaya mı geldin?” diye sordu.
Azrail aleyhisselam:
“Hayır, üzüntünü paylaşmak için geldim” dedi.
Zira çok üzülüyordu.
Devamlı ağlıyordu.
Oğulları kendisine:
“Yeter, artık ağlama” dediler.
O ise cevabında:
“Benin şikâyetim yok. Beni derdimle baş başa bırakın. Sizin bilmediklerinizi Rabbim bana bildiriyor. Siz Mısır’a gidin. Yusuf ve Bünyamin’den bana haber getirin” buyurdu.
Oğulları:
“Başüstüne” dediler.
Ve Mısır’a döndüler.
Hazret-i Yusuf’a:
“Ey Aziz! Kıtlık bizi perişan etti. Bize merhamet et, bol zahire ver” dediler.
Hazret-i Yusuf:
“Siz, Yusuf'a ve kardeşine yaptığınız işin kötülüğünü anlayıp ondan tövbe ettiniz mi?” dedi.
(devamı yarın)
www.gonulsultanlari.com