Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Adalet böyle olur
3.09.2013

Bir yahudi, Hazret-i Ömer'in güya adil olmadığını ispatlamak için bir plân yaptı.
Doktor kılığında Halifenin evine geldi.
Kapıyı çaldı.
Kapı açıldı.
Karşısında Halifenin yeni baliğ olmuş oğlunu görünce “Sen hasta mısın?" diye sordu.
Delikanlı:
"Vücudumda biraz zafiyet var" dedi.
Yahudi sevindi.
Doktor edasiyle:
"Üzülme, bizim evde bir ilaç var. Ondan içersen bir şeyciğin kalmaz. İstersen gel o ilaçtan sana vereyim" dedi.
Çocukcağız:
"Pekâlâ" dedi.
Birlikte Yahudinin evine gittiler. Yahudi bir bardak şarabı eline tutuşturup "İşte dediğim ilaç bu, haydi iç" dedi.
O da aldı ve içti
Kendinden geçti.
Yahudi, sarhoş olduğuna iyice kanaat getirince, genç ve güzel kızını müstehcen olarak gönderdi gencin yanına.
Ve olan oldu.
Az zaman geçti.
Çocuk ayıldı.
Çok pişman olduysa da artık çok geçti.
Yahudi Halifeye koşup durumu anlatınca, Hazret-i Ömer oğluna sordu:
“İşittiğim doğru mu?”
Çocuk boyun büküp:
“Evet, ama kendimde değildim" dedi.
Hazret-i Ömer, memurlarına "Yüz sopa vurun!" diye emretti.
Eshap araya girdiler.
"Onu affet" dediler.
Yalvarıp yakardılar.
Halife celallenip "Din işinde hatır olmaz!" buyurdu. Çocuk, kırkıncı sopada bayıldı. Seksenincide vefat etti. Babası çok üzüldü, ağladı, ama pişman olmadı. ("Menâkıb-ı çihâr yâr-i güzîn" kitabından alınmıştır.)


www.gonulsultanlari.com