Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Esselamü aleyke yâ Resulallah!
1.10.2013
O senenin Ramazan ayı ortalarında, bir gece Hira mağarasından eve dönüyordu ki bir ses duydu.
Gaipten geliyordu.
Durup dinledi.
“Yâ Muhammed! Sen Allah’ın Resulüsün. Ben de Cebrail'im” sesiyle ürperdi.
Başını kaldırdı.
Hazret-i Cibril’i gördü.
● ● ●
Yoluna devam etti. Taşlar ve ağaçlar "Esselamü aleyke yâ Resulallah!" diye selam veriyorlardı kendisine.
Bu korkuyla eve vardı.
Gayet tedirgindi.
Hazret-i Hatice:
“Yâ Muhammed! Bugün yüzünüzde bir başka nur görüyorum. Bir şey mi oldu?” diye sordu.
● ● ●
Tahmin etmişti.
Peygamberimiz:
“Evet yâ Hatice! Bugün bazı sesler işitiyor, ışıklar görüyorum. Acaba bu gördüklerim cin midir?” dedi.
O, teselli etti.
“Korkma!” dedi.
● ● ●
Ardından “Allah, senin hakkında hayırdan başka bir şey dilemez. Benim ümidim şöyledir ki sen bu ümmetin Peygamberi olacaksın” dedi.
Bu sözler rahatlattı Efendimizi.
● ● ●
Peygamber Efendimiz, Eshabının yanına gelseydi, oturan sahabiler ayağa kalkmazlardı.
Zira O istemezlerdi.
Mütevazıydı.
“Benim için ayağa kalkmayınız!” buyururdu.
Ayrıca, baş köşeye geçip oturmaz, boş gördüğü bir yere otururdu.
www.gonulsultanlari.com