Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Başımızı kessen de…
21.10.2013
(Dünden devam)
Ömer bin Hattab kızkardeşinin yanağındaki kanı görünce içi sızladı. Yaptığına pişman oldu.
Eli kolu yana düştü.
Sessizce yere çöktü.
İşte ne olduysa o anda oldu. Fatıma, imanından aldığı kuvvetle fırladı ayağa.
Ve dikildi karşısına.
Korkmuyordu artık.
Herşeyi göze alıp:
"Niçin yâ Ömer! Niçin Allah’tan utanmıyor, mucizelerle gönderdiği Peygamberine iman etmiyorsun, niçin? Evet saklamıyoruz, biz islamla şereflendik. Başımızı kessen de, bizi bu güzel dinimizden asla döndüremezsin anladın mı?" diye haykırdı.
● ● ●
Bir an sessizlik oldu.
Sanki zaman durdu.
Herkes susuyordu.
O dağ gibi heybetli adam âdeta titriyordu.
Dizlerinin bağı çözülüp ilişti bir kenara. Pişmanlık duygusu içini kemiriyordu.
Ne diyeceğini bilemedi.
Kız kardeşine baktı.
Şefkatli ses tonuyla:
"Şu okuduğunuz sayfayı görebilir miyim?" dedi.
● ● ●
Fatıma sevindi.
"Tabii hemen" dedi.
Ve getirdi o sayfayı.
Taha suresi yazılıydı onda.
Ömer alıp okudu.
Bir ayette durdu.
Ve düşünceye daldı.
Zira ayette mealen:
"Göklerde, yerlerde ve bu ikisi arasında ve toprağın altında ne varsa hepsi Allah’ındır" buyuruluyordu.
(devamı yarın) ("Menâkıb-ı çihâr yâr-i güzîn" kitabından alınmıştır.)
www.gonulsultanlari.com