Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Bu ne hâl yâ Ömer?
29.10.2013
(Dünden devam)
Ebu Cehil cin fikirliydi.
Bu gelişi beğenmedi.
Yandaşlarına:
“Sizin zannettiğiniz gibi olsaydı Ömer arkada, diğerleri Onun önünde olurdu. Görünen o ki maalesef o da Müslüman olmuş" dedi.
Doğru anlamıştı.
Moralleri bozuldu.
● ● ●
Nitekim müminler iyice yaklaşmışlardı.
Ebu Cehil onlara doğru ilerledi ve "Bu ne hâl yâ Ömer?" diye seslendi.
Hazret-i Ömer durdu.
"Lâ ilahe illallah!" diye haykırdı.
Ve onlara döndü.
Heybetliydi.
Ve celalliydi.
● ● ●
Bütün hiddetiyle "Beni bilen biliyor. Bilmeyen de bilsin ki Hattaboğlu Ömer'im. Karısını dul, çocuklarını yetim bırakmak isteyen, yerinden kıpırdasın!" diye bağırdı.
Müşrikler korktular.
Ve donup kaldılar.
Ardından çil yavrusu gibi dört yana dağıldılar.
● ● ●
Efendimiz ve müminlerse bir ağızdan tekbir getirdiler:
Allahü ekber!
Allahü ekber!
Sonra saf tutup Kâbe'de ilk olarak âşikâre namaza durdular.
Resûl-i Ekrem Efendimiz, Hazret-i Ömer'i alıp Kâbe-i şerife girdi.
İçerisi put doluydu.
Onları gösterip:
"Hak/doğru gelince bâtıl/yanlış gider" mealindeki âyet-i kerimeyi okudular.
Evet, hak gelmiş, bâtıl gitmişti. ("Menâkıb-ı çihâr yâr-i güzîn" kitabından alınmıştır.)
www.gonulsultanlari.com