Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Zeytinyağı, tuz, ekmek
11.12.2013

(Dünden devam)
Sonra mütevazı bir sofra geldi ki üzerinde yiyecek olarak sadece şu üç şey vardı:
Zeytinyağı, tuz, ekmek.
Yemek yendi.
Ve hamdedildi.
Er, o kutuyu Halifeye uzatıp “Bu, kumandanın size hediyesidir" dedi.
Ama o, kabul etmedi.
Hatta gadaba geldi.
Kızıp sinirlendi.
Kutuyu geri verip:
"Git ona söyle, gazilerin hakkını bana yollamasın. Yoksa o da yanar, ben de!" buyurdu.
● ● ●
Hazret-i Ömer devrinde memleketler fethedilmiş ve ganimetler alınmışken yaşayışı hiç değişmedi.
Arpa ekmeği yerdi.
Yamalı giyerdi.
Kızı Hazret-i Hafsa, o haşmetli günlerde babasını ziyarete geldi bir gün. Ancak babasının hırkası dikkatini çekti:
"Babacığım!"
"Söyle kızım"
"Hırkanız çok eskimiş, üstelik de yamalı. Hani şöyle yeni bir hırka alsanız diyorum.”
● ● ●
Babası dunledi.
Ve şunu anlattı:
“Ey kızcağızım! Efendimiz (aleyhisselam) vefatına yakın beni huzuruna çağırıp ‘Yâ Ömer! Mahşer günü benim yanımda bulunmayı istersen şu yaşayışını hiç değiştirme!’ buyurdu.”
Bunu anlattı.
Ve ona döndü.
“Şimdi söyle kızım, Resulullah’ın bana vasıyeti böyleyken, eski yaşayışımı değiştirebilir miyim?" diye sordu.
Hazret-i Hafsa:
"Affet babacığım" dedi. ("Menâkıb-ı çihâr yâr-i güzîn" kitabından alınmıştır.)


www.gonulsultanlari.com