Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Eshap sana kırılmış
13.12.2013
(Dünden devam)
Hazret-i Ebu Bekir buyurdu:
“Yâ Osman! Eshap sana kırılmış.”
“Niçin kırılmışlar?.”
“Buğdayın ölçeğine yedi dirhem vermişler, satmamışsın.”
Buyurdu ki:
“Evet satmadım.”
“Neden?”
“Daha fazla veren var çünkü.”
Merakla sordu:
“Kim, ne kadar veriyor?”
● ● ●
Hazret-i Osman:
“Yâ Eba Bekir! Onlar ‘bire yedi’ verdiler. Hâlbuki Cenab-ı Hakk, ‘bire yedi yüz’ veriyor. Nasıl kabul edeyim?.”
Böyle dedi.
Ve emretti.
Hizmetçileri, buğdayın tamamını bedava dağıttılar Eshaba.
Hazret-i Sıddık sevindi.
Takdir ve tebrik etti.
Alnından öptü bu cömert arkadaşının.
Eshap, huzur içinde ayrıldılar yanından.
● ● ●
Hazret-i Ali (radıyallahü anh) anlatır:
“Hazret-i Ebu Bekir’e, Hazret-i Ömer’e ve Hazret-i Osman’a (radıyallahü anhüm) hiç uygun olmıyan sözler sarfeden bedbaht bir kimse vardı.
Bu zatları kötülerdi.
Ama cezasını çekti.
Yüzünde yara çıktı.
Giderek büyüdü.
Bütün yüzünü kapladı.
Yüzü kapkara oldu.
Her ilacı denediler.
Kâr etmedi.
Bu şekilde öldü.
Hem dünyada bedbaht oldu.
Hem de ahirette.”
("Menâkıb-ı çihâr yâr-i güzîn" kitabından alınmıştır.)
www.gonulsultanlari.com