Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Bu kadar yeter mi?
15.12.2013

Kûfe ahalisi bir gün Hazret-i Ali’ye gelip “Yâ Emîr-el müminin! Fırat’ın suyu taştı, ekinlerimize zarar verdi. Ne olur, bir dua et de suyu azalsın” dediler.
Hazret-i Ali:
“Peki” buyurdu.
Ve kalkıp evine gitti.
Halk kapıda bekliyordu.
Sonra dışarı çıktı.
Resulullah Efendimizin cübbesini giymiş, mübarek sarığını başına koymuş, asasını/bastonunu eline almıştı.
● ● ●
Atına bindi.
Orada olanlar ve çocuklar etrafında olmak üzere, Fırat’ın kenarına geldiler.
Attan aşağı indi.
İki rekât namaz kıldı.
Asayı eline aldı.
Köprüye çıktı.
Hasan ve Hüseyin de yanındaydı.
● ● ●
Asa ile bir işaret etti.
Su hemen alçaldı.
Oradakilere dönüp:
“Bu kadar kâfi mi?” diye sordu.
Onlar cevaben:
“Evet yâ Ali! Bu kadar kâfi” dediler.

SEBEP ŞUDUR Kİ…

Hazret-i Ali’ye sordular:
“Ebu Bekir ve Ömer’in zamanlarında, çekişme, kavga, fitne ve ihtilaf yoktu. Lâkin sizin ve Osman’ın zamanlarınızda karışıklık ve fitneler çoktu. Acaba hikmeti nedir?”
diye sordular.
Hazret-i Ali dinledi.
Ve cevaben:
“Sebebi şudur ki Ebu Bekir ve Ömer’in yardımcıları ben ve Osman idik. Bizim yardımcılarımızsa sizdiniz. Onun için böyle oldu” buyurdu. ("Menâkıb-ı çihâr yâr-i güzîn" kitabından alınmıştır.)


www.gonulsultanlari.com