Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Onları beytülmala koy!
18.01.2014
Hazret-i Ömer’in (radıyallahü anh) hilafeti zamanında bir gün Bizans’tan elçi gelmişti Medine’ye.
Birkaç gün kaldı.
Halifeyle görüştü.
İşi bitip de döneceği zaman, Halifenin hanımı çarşıdan "güzel koku" alıp cam bir kap içinde elçinin hanımına hediye gönderdi.
Bir müddet geçti.
Karşılığı geldi.
Şöyle ki:
Elçinin hanımı da o cam kabın içini “kıymetli mücevher” ile doldurup bu hanıma göndermişti.
Hazret-i Ömer o günlerde bir akşam eve geldi.
Hanımının elinde onu görünce merak etti.
Alıp baktı.
Ve sordu ki:
"Hanım nedir bunlar?"
O da cevaben:
"Mücevher" dedi.
"Nereden geldi?"
"O elçinin hanımından."
Hazret-i Ömer:
"Onlar senin olamaz, derhal götür beytülmala koy onları!” buyurdu.
Hanımı şaşırdı.
Ve arz etti ki:
"Peki ama bana geldi bunlar. Niçin beytülmala koyayım?”.
Hazret-i Ömer sordu:
"Hanım! Sen benim zevcem/eşim olmasaydın sana böyle hediye gelir miydi?”
"Gelmezdi elbet."
Buyurdu ki:
"Öyleyse bunlar senin değil, devlete aittir.”
Hanımı ikna oldu.
Mücevherler beytülmala kondu.
www.gonulsultanlari.com