Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Dolunay odasına girmişti
8.02.2014
Efendimizin hanımlarından Hazret-i Safiye, Hayber'de, neslinin üstünlüğü, güzelliği ve iyi ahlakıyla herkesçe beğenilirdi.
Biriyle nişanlanmıştı.
Sonra bundan ayrıldı.
Başkasıyla evlendi.
Başkası dediğimiz kişi, Hayber'in en meşhur kalesinin kumandanı ve çok zengin olan Kinane bin Hakik idi. Kinane ile evliyken bir gece yattı.
Bir rüya gördü.
Çok duygulandı.
Rüyasında gökyüzünde bulunan "dolunay" süzülerek yeryüzüne indi ve onun odasına girdi.
Sabah oldu.
Bu rüyayı kocasına anlattı. Kinane sinirlenip “Öyleyse sen, Hicaz'ın Meliki Muhammed'i istiyorsun" dedi.
Ve yüzüne tokat attı.
Gözünü morarttı.
Yıllar sonra Müslümanlar Hayber'i fethedince Hazret-i Safiyye'nin babası ve kocası öldürülüp kendisi de esir edildi. Esirler bölüşülünce Safiyye hatun Efendimizin hissesine düştü.
O da onu aldı.
Ve azat eyledi.
İman edince de nikâhına aldı. Böylelikle Hazret-i Safiyye müminlerin annelerinden biri oldu. Matem mevkiinde düğün yapılıp kavun ve hurma ikram edildi. Efendimiz, gözündeki morartıyı görünce sordu:
"Bu iz nedir?”
O, hadiseyi anlattı.
Efendimiz üzüldü.
Hazret-i Safiye, İslamiyet’le şereflenince çok samimi bir Müslüman oldu.
www.gonulsultanlari.com