Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Bu ne büyük nimetti yâ Rabbi!
12.05.2014

Abdullah bin Süheyl (radıyallahü anh) Müslümanlığını gizlediyse de babası farkedip onu hapsetti.
İşkence yaptı.
O ise çaresizdi.
Efendimiz hicret etti. O ise Mekke'de kaldı. Resulullah Efendimiz ve Müslümanlar Medine'de bir araya gelmişler, gün geçtikçe güçleniyorlardı.
Müşrikler huzursuzdu.
Hazmedemiyorlardı.
Bir an önce Müslümanları ve İslamiyet’i yok etmek istiyorlardı.
Bu yüzden Bedir savaşına büyük bir intikam hırsıyla hazırlandılar.
Bu, Onun işine yaradı.
Bedeni müşriklerleydi.
Ruhu, Resulullah ileydi.
Küfür ordusu arasında bulunmak istemiyordu ama, Resulullah'a kavuşmak için de başka çare yoktu. Sabırsızlıkla o günü bekliyordu.
Günler böyle geçti.
Ve Bedir'e gelindi.
Sayıca Müslümanlardan kat kat fazla olan küfür ordusu Bedir’deki yerini almıştı. Teke tek vuruşmalar bitmiş, iki ordu birbirine girmişti.
Savaş kızışmıştı.
İşte tam vaktiydi.
Yerinde duramıyordu.
İslam saflarına geçebilirdi artık. Ve geçti de. Artık o, günlerden beri hayaliyle yaşadığı o renkli dünyanın içine girmişti.
Bu, ruhlara gıdaydı
Bu, kalplere şifaydı.
O şimdi müşriklere karşı, Allah'ın Sevgilisinin yanında, Onunla yan yana, omuz omuza savaşıyordu.
Bu ne büyük nimetti.
Ne üstün saadetti yâ Rabbi!


www.gonulsultanlari.com