Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr
Yirmi kişiye, yedi yüz kişi
19.05.2014
Penç kalesi, müminler tarafından muhasara edilmişti ki yirmi mücahit, azık getirmek için biraz uzaklaştılar. Az sonra önlerine düşman askeri çıktı.
Hem de yedi yüz kadar.
Yirmi kişiye yedi yüz kişi.
Kâfirler, yirmisini de esir alıp on günlük mesafedeki bir kaleye hapsettiler onları.
İçlerinde Ahmet isminde biri şöyle anlatıyor:
“Beni, altı arkadaşımla birlikte bir papazın hizmetine verdiler.
Papaz teklif etti bize:
‘Bizim dinimize girin!’
‘Hayır, asla!’ dedik.
‘Eğer kabul ederseniz, size eziyet yapılmaz. Hatta hepinizi evlendirir, çok da para verip zengin ederiz’ dedi.
Yine reddedince:
‘Siz bilirsiniz’ dedi.
Bir daha bu teklifi yapmadı. Nihayet yortu günü geldi bu kâfirlerin. İçki içip sızdılar.
Ben, zincire bağlı halde uyuyordum ki ‘Emir Sultan geliyoor!’ diye bir ses duydum.
Büyük veli geldi.
Zincirlerimi çözüp:
‘Kalkın, gidin!’ dedi.
Uyandım ki zincirlerim çözülmüş gerçekten. Kalkıp sessizce dışarı çıktım. Diğer arkadaşları da uyandırdım. Hepsinin zincirini çözüp anlattım olanları.
Sessizce çıktık hapishaneden.
Deniz kıyısına vardık.
Kıyıda bir sandal vardı.
Ona binip acele açıldık denize.
Sağ salim geldik evimize.
Sonra Bursa’ya gittik.
Bu büyük veli’yi ziyaret edip Fatiha gönderdik mübarek ruhuna.”
www.gonulsultanlari.com