Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Ey Habibim! Sen dua et…
24.05.2014

Emir Sultan hazretlerinin bir talebesi, bir gün kitaplarda bir hadîs-i şerif gördü.
Ve içinden "Hocama gideyim. Bu hadis sahih midir, değil mi, öğreneyim" diye düşündü.
Huzura vardı.
Tam soracaktı ki Emir Sultan hazretleri “O hadis, sahihtir!” buyurdu.
Ve şunu anlattı:
“Bir gün kâfirler Resulullah’a gelip ‘Eğer hak peygambersen, şu Hacer-ül esved’in içinden bir yiğit çıksın ve o yiğit güzel yüzlü, şirin ve sarışın olsun’ dediler.
Efendimiz:
“Peki” buyurdu.
Kâfirler Beytullahta toplandılar.
Efendimiz taşa işaret buyurdu.
Taş iki parça oldu.
İçinden bir genç çıktı.
Güzel yüzlü, şirin ve sarışındı.
Bazısı iman etti. Bazısı ‘sihir’ deyip dalalette kaldı.
Resûl-i Ekrem:
‘Ey Eshabım! Bu gencin üç günlük ömrü var. Onu bir kızla evlendirin ki ondan yüksek bir zürriyet kalsın’ buyurdu.
Evlendirdiler.
Üç gün geçti.
Lâkin gencin ölüm haberi gelmeyince Sahabe hikmetini sordular.
Resûl-i Zişan:
‘O, vahiy değildi. O haberi Cebrail’den öğrenmiştim’ buyurdu.
O an Cibrîl-i emin geldi.
Ve Hak teâlânın:
“Ey Habibim! O gencin evine düğün gecesi bir fakir gelip ekmek istedi. O da önündeki ekmeği ona verip aç yattı. Biz de ona otuz sene ömür ihsan eyledik) buyurduğunu bildirdi.


www.gonulsultanlari.com