Menkîbeler
Abdüllatif Uyan / abdullatif.uyan@tg.com.tr


Merhaba hafız Osman!
14.06.2014

Seyyid Ahmed Merami hazretleri ince, uzunca boylu, beyaz sakallı, sevimli bir zattı.
Uzun bir yolculukla vardı Hasan Kale’ye. Oradan da Bevel Kasım köyüne. Osman Bedreddin işitti onu bir kimseden.
Sevdi onu birden.
Bir an önce gidip görmek istiyordu bu büyük veliyi.
Ama o Bevel Kasım köyündeydi. kendisi Erzurum'da.
Nihayet gitti bir gün.
Ve gördü kendisini. Ahmed Merami, çok sevdi onu görünce.
Sanki tanıyordu daha önce.
Kendi kendine:
“Aradığım bu” dedi.
Ve ismiyle seslendi:
“Merhaba hafız Osman Bedreddin! Gözlerim yoldaydı, safa geldin!”
Hafız Osman hem şaşırdı, hem de çok sevindi. Çünkü ismiyle hitap etmişti kendisine.
Ne tatlı, ne yumuşak sesi vardı öyle. Kalbine tesir etmiş, sevgisini kalbinin derinliklerinde hissetmişti.
Yanına yaklaştı.
Hürmetle öptü elini.
Ve arz etti hemen:
“Ders almak isterim sizden.”
Büyük veli:
“Tabii, Buhara'dan kalkıp senin için geliriz de, ders vermez miyiz” buyurdu.
Erzurum'dan, Bevel Kasım köyü, üç saatlik yoldu.
Gece yarısı Erzurum'dan çıkıyor, sabah namazı vakti derse yetişiyordu.
Sıcak soğuk, yaz ve kış.
Fırtına, yağmur, tipi.
Aksatmadan devam etti.


www.gonulsultanlari.com